işkence 3 (FİNAL)

 İbrahim bahçe kapısında Sema’yı ve iki arkadaşını görünce bu sefer bahçıvan Sema’nın giydiği ayakkabıları öpmez diye düşündü sonuçta iki arkadaşı vardı yanında hem Sema da bu durumun bilinmesinden hoşlanmaz diye düşünmüştü. Ancak düşündüğü gibi olmadı aksine bahçıvan hem Sema’nın hem de iki arkadaşının giydiği ayakkabıları öpmüştü “Hoş geldiniz” diyerek. İbrahim yine şaşırmıştı ancak kendini toplayıp Sema ve arkadaşları eve girdiğinde bahçıvan gibi “Hoş geldiniz” diyerek ayakkabıları öptü ve çıkardı terlikleri koyarak kenarda bekledi. Sema ve arkadaşları salona geçmişlerdi bu sefer Sema taht benzeri koltuğa oturmadı oturma grubundaki ikili koltuğa oturmuştu arkadaşları ise üçlü koltuğa. Bacak bacak üstüne atıp İbrahim’i çağırdı Sema. İbrahim içeri girdi ve “beni çağırmışsınız hanımefendi” dedi. Bunun üzerine Sema arkadaşlarına sordu ve İbrahim’e bakmadan bize üç tane şekersiz Türk kahvesi getir.” dedi. İbrahim mutfağa yöneldi ve hızlı adımlarla yürüdü. Mutfağa girip siparişleri söyledi ve gözü Aslı’ya takıldı.

Hizmetli Aslı da mutfaktaydı. Merak etti ve İbrahim Aslı’ya “Sema hanımın yanındaki kadınlar kim?” diye sordu. Aslı eliyle şşş yavaş der gibi hareket yaptı. Aslı “Onlar Sema hanımın arkadaşları ama öyle işyerinden falan değil. İnternet ortamında tanıştığı arkadaşları. Bu fetişalem diye site midir forum mudur nedir bilmem oradan tanışmışlar. Konuşurlarken duymuştum. Yani onlar da Sema hanım gibi zevk olarak farklılar.” dedi. Şimdi anlamıştı İbrahim neden bahçıvanın ayakkabıları öptüğünü. Bu arada aşçı kahveleri hazırlamış sunumları özenle yapmış yanına güllü lokum koymuş ve İbrahim’e vermişti. İbrahim tepsiyi aldı ve salona doğru yürüdü.Sema ve arkadaşları konuşup gülüyorlardı. İbrahim usul usul girdi odaya ve kahveleri yavaş yavaş servis etti özenli şekilde. Üçüne de ayrı ayrı zigon sehpa koymuştu önlerine. Kahveyi servis edip odanın girişine doğru yönelmişti ki “İbrahim” sesiyle durdu ve arkasına döndüğünde üç kadınında kendisine baktığını gördü. “Gel bakalım İbrahim onca yoldan geldik yorulduk masaj yap bakalım sırayla bize” dedi Sema. İbrahim elindeki tepsiyi kenara bırakarak önce Sema’nın önündeki zigona yakın şekilde oturdu. Sema ayakları uzattı zigon sehpanın üzerine ayak tabanları tam olarak İbrahim’in karşısındaydı. Yüz ile ayak tabanı arasında az mesafe vardı. Sema kahve içip sohbet etmeye devam ederken İbrahim de masaja başlamıştı. Sema söze girdi “kızlar bu yeni ama geçen soktum zindana nasıl kıvrandı nasıl kıvrandı” dedi ve güldü. Sonra İbrahim’e döndü ve “İbrahim bak bu Nazlı bu da Gizem bunlarla ortak zevkleri paylaşıyoruz o sebeple bu akşam belki zindan ziyareti yaparız.” dedi ve göz kırptı. İbrahim yine heyecanlanmıştı. Çünkü geçen yaşadığı acıları hatırlamıştı. Ama belki bu sefer daha az olur düşüncesiyle ayak masajı görevini dikkatli şekilde yapıyordu. Sırayla önce Sema sonra Nazlı ve Gizem’e ayak masajı yaptı. Sıra sıra öptü masaj noktalarını dudak değdirdi sonra dil ile oralara masaj yaptı. Sema, Nazlı ve Gizem mayışmıştı. “Tamam İbrahim sen geç mutfağa” dedi Sema yaklaşık 1 saat sonra. İbrahim kalktı bulaşık fincanları topladı ve mutfağa gitti. Yorulmuştu. özellikle kollar ağrıyordu. Bu sırada zindana gitmesek bari diye düşündü. İçerden konuşma ve gülüşüme sesleri duyuyordu. Yarım saat sonra Sema İbrahim’i yine çağırdı. İbrahim adım adım giderken kalbi güm güm atıyordu acaba zindana girilir mi düşüncesiyle. Sema çantadan kilitli odanın anahtarını çıkardı ve İbrahim’e verdi “git kapıyı aç soyun hazırlan” dedi. İbrahim hevessiz şekilde aldı anahtarı ve yavaş yavaş basamakları çıkmaya başladı...İbrahim kapıyı açtı ve odaya girdi. Soyundu fakat boxerı çıkarmamıştı ayakları bağladı ve göz bandını göze takmıştı. Ayakta, gözler bağlı ve eller arkada şekilde beklemeye başladı. 15 20 dakika böyle beklemekle geçti. Daha sonra topuklu ayakkabı sesleri duydu. Tık tık tık tık tık tık.... Her tık sesini duyunca daha fazla heyecanlanıyordu kalbi daha hızlı atıyordu. Kapı açılma sesi duymuştu. Ancak etrafı simsiyah görüyordu çünkü gözü bağlıydı. “Elleri kaldır” diye ses duydu. Bu Sema’nın sesiydi. Denileni yaptı ve kaldırdı. Sema elleri de bağladı. Artık elleri ayakları ve gözleri bağlı İbrahim’in karşısında 3 tane kadın vardı. İbrahim görmese de tahmin ediyordu. İbrahim önce yine vücuduna düşen ılık damlaları hissetti. Evet yine yanmış mum dökmeye başlamıştı. Ancak Sema mı döküyor yoksa arkadaşları mı bilmiyordu. Ilık damlalar yavaş yavaş artmaya başladı ayrıca daha sıcak hissetmeye başlamıştı İbrahim. Aniden “ah” diye inledi ve kıvranmaya başladı İbrahim. Bunu gördükten sonra 3 kızdan da gülme sesleri yükseldi. Nazlı, Sema ve Gizem’e dönerek “Aa bunun ağzını bantlamayı unutmuşuz” dedi. Bunun üzerine Sema “hayır unutmadım ama zaten duvarlar kalın ses pek iletilmiyor dışarı onun inlemesi bağırması benim keyiflenmeme sebep oluyor. O sebeple bağlamadım” dedi. Bu konuşma üzerine Gizem “Sema dediğin kadar varmış hemen bağırdı daha acı eşiği düşük bunun” dedi. Sema cevap olarak “daha yeni demiştim ya size zamanla alışır diye düşünüyorum” dedi. Gizem sinsi gülüş atarak “alışmazsa ne yapacağını tahmin ediyorum” dedi bunun üzerine kızlar güldü ve Sema “şşş gözleri bağlı, kulağı bağlı değil ses etme” dedi. İbrahim bunun üzerine endişelendi ancak çok üstünde durmadı zira acı çekiyordu.Sema İbrahim’e yaklaştı ve göz bandını çözdü. İbrahim afallamıştı. O alt katta oturan kadınlara ne olmuştu. Sema’yı daha önce o halde gördüğü için çok şaşırmasa da Gizem ve Nazlı da deri kıyafetler içinde at kuyruklu saçları ve deri botlarla yabancı filmlerdeki ajanlara benziyorlardı. Sema, İbrahim ile konuşmadan kırbaç aldı eline. Önce hanginiz kırbaçlasın diye sordu. İkisi de ben diye cevapladı. Bunun üzerine Sema İbrahim’e yöneltti soruyu ve alaycı şekilde “İbrahim hangi hanın kırbaçlasın seni?” diye sordu. İbrahim Sema’nın dalga geçtiğini anlayıp cevap vermeyip yere bakmıştı. Gizem ve Nazlı karşı karşıya geçmişti aynı şişe çevirmecedeki gibi Sema kırbacı çevirdi. Kırbacın elle tutulan kısmı Gizem’in önündeydi. Gizem kırbacı aldı ve İbrahim’in göğüs uçlarını hedef alarak savurdu. Kırbacın ucu, İbrahim’in göğüs ucuna isabet etti. Bu sırada o acıyla birlikte İbrahim bağırmıştı. Aaaaah diyerek acıyı hazmetmeye çalışıyordu sanki. Nazlı yüzünü buruşturdu. İbrahim’in çok bağırması Nazlı’nın rahatsız olmasına sebep olmuştu. Sema, Nazlı’nın ifadesinden anladı ve top ile İbrahim’ in ağzını bağladı. Gizem vurdukça vuruyor hassas noktaları hedef alıyordu. Göğüs uçları, koltuk altları göbek deliği ve baldırların iç kısmı... Gizem bu işte profesyoneldi...İbrahim’in ağzında ses çıkmıyordu. İnlemeler çıkıyordu. Ama bolca göz yaşı süzülüyordu gözlerden yanaklara doğru. Gizem stres atmış sıra Nazlıdaydı. Nazlı kırbacı aldı ama sonra vazgeçti. Bu olay kısa da olsa İbrahim sevinmesine sebep olmuştu. Ancak Nazlı metal mandalları almıştı. 5 mandal ip ile bağlı idi bu şekilde 4 set vardı. İki seti sıra sıra göğüslere iki seti sağ ve sol koltukaltlarına bağlamıştı. İbrahim merak ediyordu. Nazlı önce sağ koltukaltındaki iple bağlı 5 mandalı aniden çekti. İbrahim acıdan tekrar kıvrandı. Bunu sıra sıra diğer bölgelere de yaptı Nazlı. Farklı bölgeleri sıkıştırıp sıkıştırıp çekiyordu. En son 4 seti aynı andan çektiği zaman artık İbrahim pek hareket etmiyordu kıvranmıyordu. Kızlar odadan ayrılırken İbrahim yorgun, acı çekmiş vaziyette adeta sallanıyordu. Kızlar üstlerini değiştirerek kapıya yöneldiler. Sema kızları yolcu ederek İbrahim’in yanına zindana çıktı. Şöyle tepeden tırnağa baktı. Kırbaç ile dürttü. Ancak İbrahim pek fazla tepki vermedi. Kafasını zor kaldırarak gözyaşları yanaklarda kurumuş göz altları kızarmış şekilde Sema’ya baktı. Sema, İbrahim’e doğru el uzattı ve yanağı okşadı. Gülümsedi Sema “Bu kadarını tahmin etmiyordun değil mi? Açıkcası yeni olduğunu söylememe rağmen sanırım beni pek takmadılar ben de bu kadarını tahmin etmiyordum.” dedi. İbrahim şaşkınlık içerisinde Sema hem böyle sadist hem de böyle sevecen nasıl oluyordu. İbrahim Semadaki gözlere ve denilenlere odaklanmıştı. Sema adeta okşuyor ve seviyordu İbrahim’i. İbrahim’in içten içte etkilenmesine sebep oluyordu o gözler tatlı konuşmalar. Acı çektiği sırada öfkelense de bu andan sonra öfkesi geçmiş daha sakin olmuştu. Hatta odaya girmeden önceki halinden daha sakin durumdaydı. Ama adım atmalık hali pek yoktu. Sema odadan çıktı bahçıvan aşçı ve hizmetçiyi çağırdı. Bahçıvan ve aşçı İbrahim’i yatak odasına taşıdılar. Daha sonra Sema hizmetçiye dönerek “yarın yataktan kalkmasın dinlensin. Sen de onunla ilgilen.Sonra akşam ben işten döndüğümde onunla konuşmayı düşündüğüm konular var.” dedi ve yattı. Ertesi gün sabah İbrahim zaten uyanmadı. Öğlene doğru uyandığında hizmetçi başındaydı. Olanları anlattı ve İbrahim Sema’yı beklemeye başladı. İbrahim, Sema’nın kendisi ile ne konuşmayı düşündüğünü merak ediyordu.
Akşama doğru araba sesi duyuldu evin içinde gelen Sema olmalıydı. Arabanın kapısı açıldı ve Sema arabadan indi bahçıvan aynı şekilde ayakkabıları öpmüş ve "hoşgeldiniz" demişti. Sema bahçıvana bakmadan eve doğru ilerledi. Evden içeri girdiğinde İbrahim kendini az da toplamış şekilde kapının önünde bekliyordu. Sema eve girdiğinde İbrahim de bahçıvan gibi ayakkabıları öptü "hoşgeldiniz" dedi ve sonra ayakkabıları çıkarıp terlikleri giydirmiş, Sema'nın elindeki çantayı almış paltoyu vestiyere asmıştı. Sema taht görünümlü koltuğa oturmuştu. Akşam yemeğini bekliyordu. Aşçı akşam yemeğini hazırlamıştı. İbrahim önce masayı Sema'nın önüne koydu ardından servisi almak üzere mutfağa gitti. Servisi aldı ve Sema'nın bulunduğu odaya yöneldi. Yemeği zar zor koymuştu Sema'nın önündeki masaya. Bıraktı ve geri çekildi elleri arkadan bağlayıp. Sema bir yudum su aldı ve "geri gitme İbrahim gel bakalım işte yoruldum bugün stiletto ile dolaşmayı pek anlamazsın masaj yapmaya başla ayaklara ama elle değil dil ve dudakla" dedi. İbrahim yavaş yavaş eğildi ve topuklardan başlayarak tabanları öpmeye başladı. Yavaş yavaş topuklardan parmak uçlarına kadar öpüyordu. Dudakları adeta parmak gibi kullanıp baskı yapıyordu tabanlara. Bu sırada Sema, İbrahim'in yorgun ve acı çeken halini farketmişti. Ama İbrahimle yemekte fazla konuşmadı. İbrahim de sormadı ne konuşmayı düşündüğünü Sema'ya. 10 dakika kadar sonra yalamaya başlamıştı İbrahim. Topuklar, parmaklar, parmak uçları, parmak araları, ayakların üst tarafları... 10 dakika kadar da yalamıştı. Daha sonra Sema yemek yemeyi bitirdi. İbrahim'e seslendi "Bırak topla masayı ve kahve getir." İbrahim denileni yapıyordu ama zorlanarak. Aşçı kahveyi hazırladı ve İbrahim kahveyi alıp Sema'ya götürdü. Zigon sehpaya koydu ve yine geri çekildi. Sema bir yudum aldı aldı kahveden "Otur bakalım İbrahim." dedi. İbrahim taht görünümlü koltuğun karşısına tabure çekti ve oturdu. Konuşma başlıyordu. İbrahim ne kadar süredir buradasın artık işleyişi az çok biliyorsun. Beni de az çok tanıyorsun ve dün acı çekme işini de anladın. Bunların yanı sıra sözleşme de ben de mevcut:) Artık acemilik süresi doldu. Hem kişisel zevkler hem de kişisel bakımlar için kendini geliştir. Bunun için yeni gelenlere uygulanan program var yarından itibaren bunu uygulamaya başlarsın diye düşündüm.
İbrahim yine tedirgin olmuştu heyecanlanmıştı. Programın içeriğini sormayı düşündü ancak sormadan Sema konuşmaya devam etti. - Muhtemelen bu programın içinde ne olduğunu düşünüyorsun. Bunun içinde hem kişisel zevkler için acı çekmeye alışma hem de kişisel bakım için ayak masajı yaparken tabanlardaki noktalardan manikür pediküre, masaj çeşitlerinde saç bakımı, kesimine kadar geniş konular var. 1 ay içinde bunları anlarsın diye tahmin ediyorum. İbrahim "Anladım hanımefendi ancak siz işte oluyorsunuz hafta içi. Benim bu programı kiminle yapmamı duşünüyorsunuz?" diye sordu. Bunun üzerine Sema gülerek "yarın öğrenirsin sanırım acele etme" dedi. Sonra kalktı yatak odasına yöneldi yatış hazırlıkları için yorulmuştu. İbrahim boşları topladı mutfağa bıraktı. Sonra Sema'nın yanına çıkarak "Sema hanım eğer başka durum yoksa odaya çekiliyorum" dedi. Sema üstünü değiştirmiş yatarken "dur dur ben uyurken sen de ayakları yala bundan da zevk alıyorum" diyip gülmüştü. İbrahim denileni yaptı ayak ucuna yaklaşıp yalamaya başladı. Yarım saat içinde uykuya dalmıştı Sema ancak İbrahim belki uyanıktır diye düşünerek 1 saat kadar yaladı. Sonra sessizce odadan çıkıp aşağıya indi kafada yine sorular vardı. Ne için yapılıyordu ki bu uygulama ayrıca kimle yapılıyordu. Bu soruları düşünerek uyudu. Ertesi gün olmuştu. İbrahim uyandığında kendini zindanda çarmıha bağlı şekilde boxer hariç soyunuk şekilde buldu. Bu zaten şaşırmasına sebep olmuştu. Gözleri açtığında ise tekrar şaşırmasına sebep olan durumu gördü. Karşısında deri siyah kıyafetler ve siyah stiletto giymiş saçları at kuyruğu şeklinde bağlanmış olan hizmetçi Aslı oturmuş sigara içiyordu. Uyku sersemliği ve şaşırmışlıkla "N'oluyor burada? Napıyorsun Aslı? Ben neden buradayım?" diye sordu arka arkaya. Aslı konuşmadan İbrahim'e hızlıca yaklaştı ve tokat patlattı. Sonra anlatmaya başladı: - Dün Sema hanım ile konuştuklarınızı unuttun galiba. Program başlıyor programın ilk etabı acı. Bu arada bu etap boyunca Aslı değil Aslı hanım. Programın uygulanmasını en eski hizmetli olarak bana söyledi Sema hanım. Bu etapta muhtemelen acı çekeceksin(hafif gülümseme ile). Gün gün acı şiddeti artan ve aç kalacağın program hazırladı Sema hanım. İbrahim "nasıl yani hizmetçi bana işkence mi edecek" diye düşündü. "Bu nasıl program" diye düşündü. Soruları ve düşünceleri bu iki sorudan daha fazlaydı. İbrahim bunları düşünürken Aslı devam etti: -Merak etme daha önce de yaptım aşçı ve bahçıvan da bu acı etabına katıldı ancak diğer etaplara katılmadı çünkü onların işi kişisel bakım değil. Kişisel zevk bölümü için katılmışlardı. Bir hafta boyunca asgari düzeyde yemek yiyip azami sürede dayak yiyeceksin muhtemelen(gülümseme ile birlikte) ve tuvalet-yemek harici bağlı olarak durman planlandı Sema hanım tarafından. Ha bu arada nasıl bu haldeyim diye düşünüyorsan uyurken bayıltıcı sprey sıkıldı burundan seni buraya getirip bağlayan aşçı ve bahçıvan hissetmedin bile muhtemelen. Yavaştan başlayalım. (Sigarayı göğüs ucunda söndürüp İbrahim'in yemesi için ağza koymuştu.) İbrahim bunu daha önce yapmamıştı. Hemen tükürdü. Bunu gören Aslı o izmariti yerden aldı tekrar ağza koydu ve ağzı bantladı üstüne saçlardan tutup tokat attı. "Hadi ben neyse ama Sema hanım karşısında bunu yaparsan daha fazla acı çekersin." dedi Aslı. İbrahim izmariti yuttu. Aslı, zincirli demir mandalları aldı bu mandallar bağlıydı ve ortasına yarım kiloluk ağırlık bağlayarak göğüs uçlarına mandalları taktı. Aynı şekilde kulakların yumuşak bölgelerine de bağladı. Daha sonra mum aldı çakmakla yakıp mum vasıtasıyla sigara yaktı ve beklemeye başladı. Mum eridi ve eriyen mumu aniden iki göğüs ucunun arasından döktü İbrahim ani şekilde acı hissetti ve sıçradı, elleri sıkıyordu. Dökülen mumlar göbek deliğine kadar süzüldü.
Daha sonra Aslı göz bandı ile gözleri kapattı. İbrahim dikey konumdan yatay konuma doğru geçtiğini farketti ama anlamamıştı nasıl olduğunu. Aslı X şeklindeki çarmıhtaki mekanizmayı biliyordu ve kolu çevirdi. Çarmıh yatay konumdaydı. Daha sonra ince sopaya benzer kamçı aldı eline ve ayak tabanlarına vurmaya başladı. Her vuruşta İbrahim çırpınıyor gibiydi. Yarım saat kadar vurdu Aslı. Sonra vurma kesilmişti ve İbrahim kapı açılma sesi duydu. Muhtemelen Aslı çıktı diye tahmin etti. Evet Aslı çıkmıştı İbrahim'i o halde bırakıp işkenceden sonra onunla konuşmayıp çıkmıştı.Aradan bir iki saat geçmişti. İbrahim tekrardan kapı açılma sesi duydu. Sonra kırbaç acısı hissetmeye başladı. En başlarda kırbaç darbelerini sayıyordu ama 1 saat sonrasında bıraktı. Kırbaç ile vurmalar devam ederken bayılmıştı. Ayıldığında ise saat kaç olduğunu, ne kadar süredir baygın olduğunu bilmiyordu. Ancak acı hissediyordu. Tekrardan kapı açılma sesi duydu ve göz bandının gözden çıkartıldığını hissetti. Açan Aslı idi. Aslı ağızdaki bantı da çıkardı ve "ayılmışsın" dedi. İbrahim "Aslı hanım acıktım ve susadım" dedi. Aslı bunun üzerine "Tahmin ediyorum kaç saat oldu acıkmışssındır" dedi.İbrahim "evet Aslı hanım saat kaç oldu ve Sema hanım geldi mi?" diye sordu. Bunun üzerine "Evet Sema hanım geldi ancak bir hafta boyunca Sema hanım seninle görüşmeyi düşünmediğini söyledi." dedi Aslı. İbrahim üzülmüştü tekrar "saat kaç Aslı hanım" diye sordu aldığı cevap ise önce tokat sonra "cevap vermediysem tekrar sorma" oldu. Aslı çözdü İbrahim'i. İbrahim yere yıkılmıştı. Kaçmayı düşündü ama ayakta duramıyordu. Sanırım tabanlara aldığı darbeler sebebiyle diye düşündü. Aslı söze girdi "gel bakalım yemek ye" dedi. Zindanın köşesinde tabak ve bardak vardı. Tabağın içinde bir dilim ekmek ve iki zeytin duruyordu.Bardakta ise yarısına kadar su vardı. İbrahim ayağa kalkıp gitmeye çalıştı ama kalkmadı diz ve elleri üstünde giderek tabaktaki ekmeği ve zeytinleri yedi üstüne hemen suyu içti. Aslı İbrahim'i izliyordu izlerken de sigara içiyordu. Yemeği ve suyu bitirdiğini görünce "gel buraya" dedi. İbrahim yavaş yavaş aynı şekilde gitti. Aslı "çık çarmıha" dedi. İbrahim zorlanarak çıkmıştı. Aslı hemen elleri ve ayakları bağladı dikey konuma getirdi mekanizmayı. El ve ayak parmak uçlarına mandal bağlayıp aniden çekmişti yarım saat kadar vücudun çeşitli yerlerine bu uygulamayı yaptı ve dışarı çıktı. Sanırım bugünlük bu iş bitti diye düşündü İbrahim.
Ertesi gün olduğunda İbrahim acı hissederek uyandı. N'olduğunu önce anlamadı. Sonra farketti ki yine göğüs uçlarına mandal takılmıştı. "Yine başlıyoruz" diye düşündü İbrahim. Evet yine başlıyorlardı. O gün ve 5 gün boyunca sistematik şekilde acı şiddeti artarak işkence ve asgari düzeyde yemek devam etti. Bazı zamanlar çözülüp tuvalete götürülüyordu ancak asgari yemesi sebebiyle asgari dışkı oluyordu. Bir hafta böyle geçti. 1 hafta sonundaki akşam İbrahim gözleri kapalıyken kapı açılma sesi duydu. Gözler açıldığında ise Aslı ve Sema'yı gördü.Aslı İbrahim'i çözdü ve çözüldüğü gibi İbrahim yere düşmüştü. Karşısında olan Sema'nın ayakları ile İbrahim'in yüzü arasında neredeyse mesafe yoktu. İbrahim Sema'nın giydiği önü açık topuklu ayakkabılara baktı. Yavaşça yaklaşıp başparmağa öpücük kondurdu ve "Hoşgeldiniz Sema hanım." dedi. Bunu yaptıktan sonra İbrahim hem Sema'yı hem de bu kokuyu özlediğini farketti. Neden özlediğini bilmiyordu ayak kokusu özlenir miydi bilmiyordu ama özlemişti. Tekrar öpmeye yeltense de Sema geri çekildi ve gülümsedi ve "Bu etap acı etabıydı İbrahim zevk değil tekrar öpmen muhtemelen zevke girer bu şimdi değil." dedi ve odadan çıktı.
Sema, İbrahim hakkında bilgileri Aslı'dan almıştı ve bir hafta daha bu etaba devam etmesini söylemişti Aslı' ya ancak haftanın son günü iyileşmesi ve dinlenmesi amacıyla yatağa götürülmesini düşündüğünü söylemişti. Buradaki amaç ikinci etap için yani kişisel bakımdaki konuları kavraması için toparlanmasıydı. Düşünülen gibi de oldu toplamda 2 hafta civarı süren acı etabı bitmişti. Ama İbrahim sanki kendinden geçmişti yatağa götürüldüğünü farketmemişti. 3.haftanın ilk günü yatakta uyanınca yaşadıklarını rüya mı acaba diye düşündü. Ancak acıları hafiflemiş olsa da hissedince rüya olmadığın farketti. İbrahim yatakta dinlenirken Aslı odaya girdi. İbrahim hemen toparlanmaya çalıştı ve "Aslı hanım" dedi. Bunu duyan Aslı gülmeye başladı ve anlatmaya başladı:
-Baksana üstüme deri kıyafet mi giymişim hizmetçi kıyafeti mi? Hizmetçi kıyafeti değil mi? Hanım deme bana ben Aslıyım. Acı etabı bitti yani kişisel zevk bölümü bitti. Kişisel bakım etabı başladı. 2 hafta boyunca manikür, pedikür, saç bakımı, ev içindeki işleyiş, sırt/baş/omuz/bacak/kol/el/ayak masajlarını konu olarak anlatılması ve yine bunları benim üzerimde uygulanarak sınav yapılması planlandı. Gündüz anlatılması planlanan konuyu akşam bana uygulaman ve sınav olman planlandı. Bu arada işkence bitti diye düşünme muhtemelen ara ara devam edicek özellikle her akşam yapılması planlanan sınavlarda beklenilen durumu yapmazsan.‌
İbrahim anlamıştı ve soru sormadı ilk hafta manikür, pedikür, saç bakımı, ev içindeki işleyiş için ayrılmış ikinci hafta masaj bölümü için ayrılmıştı. Özellikle ayak tabanlarındaki bulunan noktaları ezberlemişti. Bu iki hafta boyunca acı etabına göre daha az acı çekmişti. Ancak yine Sema'yı görmemiş, onu ve o ayak kokusunu özlediğini hissetmişti. Neden böyle oluyordu ki sebep neydi. Acaba daha önceden de ayaklara ilgisi vardı fakat bunu farketmemiş miydi ya da daha önceden de denilenleri yapmaya meyilliydi de farketmemiş miydi. Kendisi bu soruların cevabını arıyordu. Bu soruları günden güne düşünürken program uygulanmaya devam ediyor ve sınavlarda beklenileni yapıyordu İbrahim. Belki de Sema'ya ve o ayaklara ulaşmak sebebiyle konuları dikkatli dinliyor ve uygulamaya çalışıyordu. Böylelikle ikinci etabında sonuna gelmişlerdi. Acı etabının başlamasından itibaren tam 28 gün geçmişti. 28.günün akşamı Sema'nın karşısına çıkması planlanmıştı. 28.gün öğleden sonra banyoya girdi çıktı giyindi hazırlandı süslendi ve Sema'yı beklemeye başladı. Yine araba sesi duyuldu ve Sema eve gelmişti İbrahim kapıya yönelse de yanında olan Aslı koldan tutup çekti "bu sefer değil İbrahim Sema hanımın seni çağırır muhtemelen onu bekle" dedi.
Sema eve girip kıyafetleri değiştirip yemek yedi ve sonra kahve içerken İbrahim'i çağırdı. İbrahim heyecanlandı. Koşar adım değil ama hızlıca yürüyerek Sema'nın yanına gitti. İbrahim gözleri yukarıya doğru çevirmeden yere bakarak yaklaşmıştı. Sema taht görünümlü koltuğa oturmuş ve bacak bacak üstüne atmıştı. Eğilip Sema'nın giydiği sandaletler içinde duran yukarıdaki ayaktaki baş parmağı öpücük kondurdu. Sema gülümsedi ve ağızdan dökülen cümle şu oldu: -Yeniden işe hoşgeldin uşak... Ve böylelikle bir insan daha Sema için uşak olmuştu.

İbrahim yirminin hikayesidir sayfamızda paylaşmamıza izin verdiği için kendisine teşekkür ederiz.

Yorumlar

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar